Lazer Liposuction - Ameliyatsız Yağ Alma

• Cilt toparlaması ve sıkılaşması.
• Daha hızlı iyileşme süreci.
• Daha güvenli uygulama.
• Uygulama sonrası daha az ağrı hissi. Lokal anestezi ile günlük aktivitelere hemen dönebilme konforu.
• Aynı seansta birden fazla bölgeye müdahale olanağı.
• Tek seansta mükemmel sonuç.
• Klasik liposuction sonrası gelişen deformasyonların düzeltilmesi.

• Klasik liposuctiona göre daha az ağrılıdır.
• Sorunlu derilerde sarkma oluşturmaz.
• Klasik liposuction aksine hafif bir şişlik, hassasiyet haricinde herhangi bir yan etki görülmez.
• İyileşme sürecinde kalın sargılara bandajlara ihtiyaç yoktur.

Lazer Liposuction işlemi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanımız tarafından gerçekleştirilmektedir.

Koltuk Altı Aşırı Terleme (hiperhidrozis) Tedavisinde Altın İğne

Vücudumuzda 2-6 milyon civarında ter bezi bulunur. Bu ter bezleri Ekrin ve Apokrin diye adlandırılır. Ekrin ter bezleri, derin dermis denilen deri tabakasında bulunur ve kendi kanalı ile direk deri yüzeyine açılır. En çok koltuk altı, el, ayak ve alın gibi bölgelerde bulunur. Vücudun ısı dengesinde rol alır.

Apokrin ter bezleri, dermis denilen deri tabakakasında bulunur ve kanalı kıl folikülüne açılır. En çok koltuk altı, genital bölge ve meme başında bulunur. Seksüel koku bezleridir.

Normal seviyelerde olan terleme vücut metabolizması açısından olması gereken durum iken aşırı terleme, yani hiperhidrozis diye tabir edilen bir hastalık boyutundadır.

Günümüz sosyal yaşantısında aşırı terlemesi olan kişilerin en çok rahatsız olduğu durum, ellerinin ıslak olması ve koltuk altının aşırı terleme sonrası elbiselerden kendini belli etmesidir. Giysilerde 5 cm genişliğe kadar olan terleme normal kabul edilirken, 10 cm üzeri anormal ve 15 cm üzeri hiperhidrozis dediğimiz rahatsızlık düzeyi olarak kabul edilir.

Aşırı terlemenin tedavisi amacıyla iyontoforez, botox, endoskopik thorasik sempatektomi ve ter bezlerinin cerrahi olarak çıkarılması gibi işlemler uygulanabilir.

SECRET; başlığında 25 adet altın iğnenin bulunduğu ve cilde temas ettirildiğinde Radyofrekans enerjisinin cilt altına aktarıldığı bir sistemdir. 

Koltuk altı terlemesinde altın iğneler cilde 2-3 mm derinliğe kadar batırılır. Bu seviye Ekrin ter bezlerinin bulunduğu seviyelerdir. iğne ucunda yoğunlukta olmak üzere iğne hattı boyunca radyofrekans enerjisi verilir. Bu enerji ile 68-80 derecelik bir ısı ortaya çıkar. Bu ısının etkisiyle ter bezlerinin hasar görmesi ve özelliğini yitirmesi amaçlanır.

Seans öncesi koltuk altı lokal anestezik kremle uyuşturulur. Seanstan 15-20 gün sonra iyot nişasta testi yapılarak terlemenin azalma düzeyi önceki duruma göre kıyaslanır ve farkları ölçülebilir. İhtiyaç durumunda 1 ay ara ile maximum 3 seans uygulanabilir.

Saç Ekimi Sonrası - Bakım

Saç Ekimi Sonrası

Saç ekimi hastanede yatmayı gerektirmediği için ekim sonrası hasta evine gidebilir.

• Ekim yapılmış olan alan herhangi bir pansuman ile kapatılmayıp açıkta bırakılmaktadır.
• Bu nedenle bu bölgenin 1 hafta boyunca herhangi bir yere sürtünmesinden veya travmaya maruz kalmasından sakınılmalıdır. Bu süre içinde kalabalık otobüs, metro gibi toplu taşıma araçlarına ya binilmemeli ya da binilmek zorunda ise dikkatli olunmalıdır. Yine ilk 1 hafta boyunca kasket, şapka, bone gibi aksesuarlar kullanılmamalıdır.
• Saç ekimini takip eden ilk 2 gün alın ve yüz bölgesinde şişme olmaması için yarı oturur vaziyette uyunması gerekmektedir. Uyku sırasında saç ekilen bölgenin yastık ya da çarşaflara değmemesi için gerekli tedbirler alınmalıdır. İlk 1 – 2 gün boyunca ayakkabı bağlamak, vs gibi nedenlerle öne eğilmekten kaçınılmalıdır.
• Saç ekimini takip eden ilk gün boyunca alkollü içecek kullanılmamalıdır.
• Ameliyattan 48 saat sonrasına kadar Aspirin ve kan sulandırıcı diğer ilaçlar, ayrıca Omega-3 alınmamalıdır. Eğer ağrı kesici, ödem önleyici ilaçlar ve antibiyotik yazıldıysa bunlar reçeteye uygun olarak kullanılmalıdır.

İlk pansuman ve ilk yıkama

Greft verici alan yani başın arka ve yan tarafları ameliyat sonrası bir pansumanla kapatılmaktadır. Saç ekimini takip eden ilk gün bu bölgede sızıntılar olabilir. Bu tamamen normal bir durumdur. Saç ekiminin ertesi günü kontrol ve pansuman için gelinir. İlk yıkama saç ekimini takip eden 24 – 48 saat içinde yapılır. Bu, cerrahın tercihine bağlıdır, eğer cerrah ilk yıkamayı 48. saatte yapmaya karar verdi ise ertesi günkü bu ilk kontrolde sadece greft verici alanın pansumanı yapılır. Eğer ilk yıkamanın 24. saatte yapılmasına karar verildi ise hem ilk yıkama hem de de greft verici alanın yıkaması ve ilk pansumanı yapılır.

İlk yıkama, ekim alanı henüz çok taze olduğu için şampuan ile değil, köpüren antiseptik bir madde ile yapılır ve hastaya yıkamayı nasıl yapacağı açıklanır. Daha sonraki yıkamalar gün aşırı hastanın kendisi tarafından yapılır.

Saç ekiminin ertesi gününden itibaren saç ekilmiş alanda greftlerin üzerinde kabuklar oluşur. Bu kabuklar 10 gün civarında, tekrarlanan yıkamalarla birlikte kendiliğinden düşer. Kabukların kendiliğinden düşmesi beklenmeli ve kesinlikle tırnakla kazınıp düşürülmeye çalışılmamalıdır. Greftlerin alındığı alan ise 4 – 5 gün civarında iyileşir.

Ekilen saçların büyük bir bölümü ekildikten 7 – 10 gün sonra geçici olarak dökülmeye başlar. Dökülme süreci 1 ay kadar sürebilir. Bu normal bir durumdur, buna ''şok dökülme'' adı verilir. Dökülen bu saçların tamamı bir kaç ay sonra çıksa da, bu dökülme süreci, ekimden bir süre sonra yapılan Minoxidil kullanımı ya da saç ekimi sırasında yapılan PRP uygulaması ile sınırlandırılabilir ve saçların tekrar çıkma süreci kısaltılabilir.

Ekilen tüm saçların çıkması ve kesin sonucun görülmesi 9 – 12 ay kadar bir süre alır.

FUE tekniğinin en büyük avantajı, saç köklerinin alındığı alanda yara izi bırakmamasıdır.

Saç Ekimi Öncesi - Hazırlık

• Ameliyattan 15 gün öncesinden başlayarak Aspirin, anti-inflamatuar ilaçlar ya da kan sulandırıcı başka bir ilaç alınmamalıdır.
• Omega-3 kapsülleri , balık yağı ve bitkisel çaylar, yeşil çay (normal çay hariç) ameliyattan 1 hafta önce durdurulmalıdır.
• Saç ekiminden 1 gece önce alkollü içeceklerden kaçınılmalıdır.
• Ameliyat sabahı duş alıp saçlar şampuanlanmalı ve saç ekim işlemi esnasında kullanılan antiseptik maddelerle herhangi bir allerjik reaksiyon oluşturmaması açısından parfüm ya da herhangi bir kozmetik ürün kullanılmamalıdır.
• Saç ekim işlemine mutlaka tok karna gelinmelidir.

FUE Saç Ekiminin Özellikleri

• Greftlerin alındığı bölgede doku alınmadan yalnızca ilgili kök hücresi üzerinde bire bir çalışılmaktadır.
• Saç alınan bölgede kesi ve dikiş işlemi olmaz. Köklerin alındığı bölgede 06,07 mm den küçük çaplı sıyrıklar oluşur bu sıyrıklar bir kaç günde kapanır ve iz bırakmadan iyileşir.
• Bu teknikle ense bölgesinden alınan greftler saç transferinde kullanıldığı gibi kaş, bıyık, sakal transferinde de kullanılmaktadır.
• Bir seansta donör alanın durumuna ve ekilecek kök sayısına bağlı olarak ortalama 4.000 ile 6.000 kadar greft alınabilir.
• Her greftte 1 ile 3 arasında saç teli bulunmaktadır. 1 greft saç, ortalama 2 - 2,5 saç teli kabul edilir.
• Elde edilen kök sayısına ve açıklığa bağlı olarak santimetrekare başına 50 – 60 saç kökü ekmek mümkündür.
• Ayrıca operasyon sonrası günlerde az ağrı olması ve iyileşme süresinin kısa olması da FUE yönteminin tercih edilmesinde önemli bir etkendir.

Saç Ekimi

FUE Tekniği Saç Ekiminde Son Teknolojidir.

FUE Tekniği Hakkında Detaylı Bilgiler

FUE (Foliküler Ünite Ekstraksiyonu) yönteminde, saç kökleri lokal anestezi altında özel uçlu mikro motorlar ile tek tek alınır, saçsız alanlara saç yönü dikkate alınarak yerleştirilir.

Saç ekim operasyonlarının büyük kısmında FUE yöntemi tercih edilmektedir. FUE yöntemi ile saç ekimi, cerrahi bir girişim olmadığı için hastalar daha rahat karar vermekte ve bu tekniği tercih etmektedir. Unutulmamalıdır ki, saç ekiminin mutlaka hastane ortamında, medikal koşullarda yapılması gerekmektedir.

FUE yönteminde saçlı bölgelerden saçlar tek tek alınıp saçsız bölgelere nakledilir. Folikül çıkartma işleminden önce, saç alınacak alandaki saçlar kesilerek 1 mm olacak kadar kısaltılır. Lokal anestezi ilaç ile saç kökü alınacak ve ekim yapılacak olan bölge uyuşturulur. Mikro Motor ucu, saç kılını ortalayacak şekilde yaklaştırılır kılın çıkış açısına uygun olacak şekilde deriye batırılıp çekilir. Kıl, folikül ve onu çevreleyen mikroskobik doku ile birlikte, silindirik bir tarzda kesilmiş olur. Bir mikro penset ile nazikçe çekilir ve foliküler ünite gevsek tabandan ayrılarak gelir. Operasyondaki greftlerin zarar görmesini minimalize eden bu otomatik sistem sayesinde operasyon süreleri kısalmış, zaman biriminde alınan greft sayısı da artmıştır. Foliküler üniteler bu şekilde toplandıktan sonra saçsız alanda açılan çok daha küçük deliklere yerleştirilirler. Her bir foliküler ünite ortalama 2 ile 3 folikül barındırır.

Ücretlendirme konusunda hastalarımıza gerçek greft sayılarını yapılan ön muayenelerde tam sayı olarak bildirip beklenmeyen bütçelerle karşılaşmalarını önlüyor, gerçekte ihtiyaçları olan greftlerle doğal saçlarına kavuşmalarını sağlıyoruz.

Leke Tedavisinin Basamakları

Leke tedavisi 4 basamaktır:

1. Lekenin meydana geliş sebebi araştırılıp, etken bulunarak cildin o sebepten arındırılması gerekir.Eğer buna dikkat edilmezse var olan leke tedavi edilse de tekrar oluşabileceği unutulmamalıdır.
2. Ciltte oluşan akut denilen yeni başlamış olan hastalık belirtileri varsa (yanık, kızarıklık, kaşıntı, pullanma vb) bu şikayetler tedavi edilmelidir.
3. Lekenin durumuna göre bir tedavi yöntemi belirlenip sabırla tedavisi yapılmalıdır.
4. Leke tedavisi sonrası gerekli bakımın ve korumanın yapılması gerekmektedir.
   
   

Leke Tedavisinin Basamakları

Son zamanlarda leke tedavisi amacıyla uygulanan yöntemlerden bazıları şunlardır;

• Fraksiyonel Lazer
• P.R.P Sistem
• Cosmelan – Dermamelan Depigmentasyon sistemi

Lekeler özellikle güneşle ilgili olduğu için; leke tedavisinde ideal mevsimler güneşin olmadığı sonbahar ve kış mevsimidir. Kışın başlayan leke tedavisi ilkbaharda tamamlanmalı ve yazın dikkatli olarak güneşten korunma devam etmelidir.

Leke Oluşumunu Önlemek İçin Neler Yapılmalıdır

Leke tedavisinde öncelik her zaman leke oluşumunun önlenmesine yönelik yapılmalıdır. Leke özellikle güneş ve kimyasal kullanıcılarla meydana geldiği için alınabilecek önlemler şöyle sınıflandırılabilir;

• Çocukluk döneminden başlayarak, her yaş güneşten uygun koruma faktörlü güneş koruyucularla korunmalı. Güneş koruyucu sadece plajda kullanılan bir ürün değildir, karlı havada dahi gerekli olursa kullanımı gereklidir.
• Güneş ve solaryumla bronzlaşmaya çalışırken ciltte kontrolsüz olarak yanıklar yapılmamalıdır.
• Kozmetik ürün olarak kullanılan; alkollü ıslak mendiller, deodorantlar, tüy sarartıcı kremler, bronzlaştırıcı kremler gibi ürünlerin hatalı kullanımları, özellikle güneşle temas etmeleri ciltte lekelenmeler yapar. Bu tür ürünlerin kullanımında dikkatli davranılmalıdır.
• Özellikle yüz, koltuk altı, kasık bölgesi gibi cildi ince bölgelere uygulanan ağda, lazer epilasyon, cilt bakımı, peeling işlemleri ve lazerle cilt yenileme gibi işlemlerden sonra cildin güneşten, kimyasal ve mekanik travmalardan (kozmetik ürün uygulanması veya peeling, masaj uygulama vb) özenle korunması gerekir.
• Akne izlerine gelişi güzel uygulanan tedaviler ileride leke sebebidir.
• Hamilelik döneminde meydana gelen yüzdeki gebelik lekesi; hormonal durumdaki değişiklerin güneşle etkileşimi sonrası olduğu için bu dönemde özellikle güneşten dikkatle korunmalıdır.
• Cilt nemlendirilmesi her yaş ve her mevsim doğru olarak yapılmalıdır. Cildin hassas bölgeleri olan yüz, dekolte ve el cildine belirli aralıklarla yapılan bakımlar, hem lekelenmeleri hem de o bölgelerin hızla yıpranmasını durduracaktır.

Lekelerin oluş sebeplerine göre tedavi planları belirlenmeli ve leke tedavisinin uzun sürebileceği ve sabırlı davranmak gerektiği unutulmamalıdır.

Biz Sizi Arayalım

AAA